Polisiye romanlarıyla tanınan Selçuk Yılmaz, MilyonerX Dergisi’nin 2025 yılı "Plaket Ödüllü Yazarı" seçildi.
MİLYONERX DERGİSİNDEN SELÇUK YILMAZ’A ANLAMLI ÖDÜL
Uluslararası Bilim, Eğitim, Ekonomi ve İş Dergisi olan MilyonerX, 2025 yılı dördüncü sayısında yayımlanan yazısıyla dikkat çeken yazar Selçuk Yılmaz’ı “Yılın Yazarı” ödülüne layık gördü. Kendine özgü kalemiyle polisiye edebiyatına katkı sağlayan Yılmaz’a ödülü, takdim edildi.
Van’da gerçekleştirilen ödül takdiminde, MilyonerX Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Eysan Yetkin ile İmtiyaz Sahibi Albert Yetkin de hazır bulundu. Törende Selçuk Yılmaz’a özel hazırlanan plaket takdim edilerek edebi katkılarından dolayı teşekkür edildi.
“BU GURUR BENİM DEĞİL, TÜM OKURLARIMINDIR”
Ödül anında kısa bir konuşma yapan Selçuk Yılmaz, duyduğu mutluluğu şu sözlerle ifade etti: “Yılın Yazarı ödülüne layık görülmekten ve bu değerli plaketi almaktan dolayı büyük bir onur ve mutluluk duyduğumu belirtmek isterim. Polisiye romanlarına gönül veren bir yazar olarak, MilyonerX gibi saygın bir dergi tarafından bu şekilde takdir edilmek, benim için tarifsiz bir gurur kaynağıdır.”
Yılmaz ayrıca ailesine, yayınevine ve eserlerini ilgiyle takip eden okuyucularına teşekkür ederek sözlerine şöyle devam etti: “Bu ödül, bana gelecek projelerim için daha da büyük bir şevk ve sorumluluk yüklüyor. Okuyucularımı yeni ve sürükleyici hikâyelerle buluşturmak adına var gücümle çalışmaya devam edeceğim.”
EDİTÖR YAZISINDA VURGULANDI: DERİNLİK VE TOPLUMSAL HASSASİYET
MilyonerX Dergisi’nin ilgili sayısında yayımlanan yazısında Selçuk Yılmaz’ın kaleme aldığı konu, toplumsal farkındalığa da katkı sağladı. Editör yazısında şu ifadelere yer verildi: “Kaleme aldığınız özgün bakış açısı ve düşünsel derinlikle dikkat çekmiş; bilgiye, edebiyata ve toplumsal hafızaya anlamlı bir katkı sunmuşsunuz.”
Selçuk Yılmaz'ın dergideki yazısı ise:
"ULUSLARARASI POLİSİYE ROMAN YAZARI SELÇUK YILMAZ’IN ESERLERİ HAKKINDA
Gerilim ve polisiye romanlara bilimsel gerçeklik kazandıran yazar Selçuk Yılmaz, Milyoner X’e verdiği özel röportajda yazarlık sürecini, araştırmalarını ve yeni projelerini tüm yönleriyle anlattı.
YAZARLIK SERÜVENİ NASIL BAŞLADI?
Kitap okumayı seven Selçuk Yılmaz, özellikle gerilim ve cinayet romanlarına olan ilgisini şu sözlerle dile getiriyor: “Gerilim ve cinayet romanlarına karşı daha ilgiliyim diyebilirim. Mesleğim gereği de bu alanda yapmış olduğum çalışmalar, beni kitap yazmaya yönlendiren en büyük etkendir aslında.”
Uzun yıllar önce başlayan yazma arzusu, zamanla planlı bir hedefe dönüşmüş.
“2019 yılının başlarında cinayet romanı yazmak için çalışmalarıma başladım. Yaşanmış cinayet olaylarını ve bunların sebeplerini araştırarak, işleyeceğim konular hakkında kısa notlar alarak devam ettim.”
Yaklaşık 4.5 yıllık sürecin sonunda ise bir araya getirdiği notları derleyerek, romanının bütününü oluşturdu.
KLASİK POLİSİYE KALIPLARINA MEYDAN OKUYAN BİR YAKLAŞIM
Yılmaz, eserinde alışılagelmiş polisiye romanlardan farklı bir yöntem izlediğini belirtiyor.
“Gerçek suç araştırma teknikleri ve yöntemlerini baz alarak, hayatın doğal akışı içinde gerçekleşen cinayet olaylarını konu alan bir kitap oluşturdum. Alışılmış klasik cinayet romanlarında yer alan psikopat ve seri katil kalıplarının dışına çıktım.”
Romanda, adeta bir suç araştırma uzmanı gibi detaylı analizler yapılıyor ve okurlar olay yeri inceleme sürecine tanık oluyor.
OLAY YERİNDEN ROMANA: GERÇEKLİK VE KURGU BİR ARADA
Yazarın aktardığına göre, cinayet mahallinde görülen delillerin gerçekten bir olaya ait olup olmadığı, bu delillerin kurgu yoluyla nasıl yaratıldığı ya da olay yerine nasıl yerleştirildiği gibi detaylar, romanın kurgusunda merkezi rol oynuyor. Hikâyenin başkahramanı Fikret, olay yerinde sahte delilleri ayırt edebilme yetisiyle öne çıkıyor.
“Kitabımın temel amacı; suç soruşturmalarında bilimsel ve teknik yöntemleri insanlara göstermek ve kurgusal hikâyeler ile gerçekler arasında farkındalık oluşturmaktır.”
Bu bağlamda eser, sadece bir kurgu roman olmanın ötesinde, adeta bir adli analiz kılavuzu niteliği taşıyor.
TOPLUMSAL GÜVENİN KIRILGANLIĞI
Selçuk Yılmaz, romanında yalnızca suçun teknik boyutunu değil, sosyal ve psikolojik etkilerini de irdelediğini vurguluyor. Özellikle güven, dostluk ve ihanet kavramlarına yer vererek, insan ilişkilerinin kırılganlığını sorguluyor.
“Toplumsal yapıda insanların birbirlerine olan güven ve dostluklarının, maddi menfaat karşısında nasıl bozulabildiğini; kardeşten öte olan arkadaşlıkların bir anda ihanet çemberine dönüşebildiğini anlatmaya çalıştım.”
Ana karakter Fikret’in, yaşadığı meslekî deformasyon nedeniyle tüm olaylara kuşkulu yaklaşması ve hayatı boyunca gelecek ihanete karşı tetikte olması, bu temanın altını çizen önemli bir detay.
BİR SUÇ ARAŞTIRMACISININ GÖZÜNDEN
Yılmaz, romanında yer verdiği karakterlerin, olay yeri inceleme ve analiz süreçlerinde adeta birer uzman gibi davranmasını sağlayarak, okuyucunun da bu süreci yaşamasını hedefliyor.
“İnsanlar, bu kitabı okuduklarında cinayet mahallinde inceleme yapan bir suç araştırmacısının yaptığı çalışmaları içselleştirebilir.”
Bu yönüyle eser, klasik polisiye roman okuyucusuna alışılmadık bir deneyim sunuyor: olayın yalnızca ‘ne’ olduğunu değil, ‘nasıl’ ve ‘neden’ gerçekleştiğini sorgulatıyor.
GELECEK PLANLARI: SUÇUN TOPLUMSAL YANSIMALARI
Selçuk Yılmaz, ilk romanının ardından yazarlık yolculuğuna devam etmeyi planlıyor. Yeni eserlerinde ise daha çok suçun toplumsal temellerine ve birey üzerindeki etkilerine eğilmeyi hedefliyor.
“Suç sadece fail ve mağdur arasında geçmiyor. Onu besleyen bir yapı, bir zemin var. Yeni çalışmalarımda bu zemine daha derinlemesine inmeyi düşünüyorum.”
SUÇ VE ADALETİN KURGUSAL HARMANI
Selçuk Yılmaz, bilimsel bir bakış açısıyla kaleme aldığı romanında, polisiye edebiyata farklı bir yön kazandırıyor."