Adı sık sık siyasetle anılan Kadir İnanır, dikkat çeken açıklamalar yaptı.
“Millet İttifakının Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçimleri kazanmış olsaydı Türkiye demokrasi yolunda bir nebze daha umut verecek bir sürece girmiş olur muydu?” sorusuna yanıt veren İnanır, milliyetçi söylemlere dikkat çekerek şunları söyledi:
“Hayır. Bir takım siyasi kavramların savunucusu olmak istiyorsan, onu senden daha fazla ve daha uzun süredir yapan var zaten. Senin düşüncen ne? O iktidara sahip olmak isteyenler, halka farklı ne vaat ediyor? Daha önce aynısını vaat etmiş olanın yaptığının aynısını yapacaksan senin bir farkın kalmıyor ki. Her kelime milliyetçi söyleme bağlanıyor.”
T24’ten Cansu Çamlıbel’e verdiği röportajda Erdoğan’ın inanıldığı gibi bir deha olmadığını vurgulayan Kadir İnanır, şunları kaydetti: “Erdoğan deha değil. Erdoğan, benim söylediğim gibi bir şeyi uygulayamıyor. Söyledim, ben daha bu ülkenin cumhurbaşkanından şikâyetçi olan hiçbir ülke görmedim. Nasıl beceriyor? Çünkü 85 milyon sadece ne tüketeceğine bakıyor. E durum böyle olunca da gerektiğinde “Haydi aslanım” diye para da veriyorlar. Sonra alacak o parayı çünkü, biliyor. Bu gerçekler ortadayken bizim siyaset kurumunu sürekli uyarmamız lazım.”
BARIŞ SÜRECİ
Kürt sorunu için başlatılan çözüm sürecine değinen Kadir İnanır, “Demirtaş tutanaklardan açıkladı, fikir Öcalan’dandı, Erdoğan uyguladı” diyerek şunları kaydetti:
“Sen de bulabilirsin hemen. Selahattin Demirtaş mahkemede açıkladı onu. Mahkeme tutanaklarına girdi. Nisan 2018’deki duruşmada Demirtaş, İmralı’da Abdullah Öcalan ile yaptıkları bir görüşmeye atıfla anlattı. Hatırlarsanız, Demirtaş partisinin İmralı Heyeti’ndeydi. Dedi ki; “Benim katıldığım bir toplantıda akil insanlar konuşuldu. Akil insanlar grubu oluşturulmalı denildi. Bu, Öcalan’ın önerisiydi. Ne bizim ne hükümetin önerisiydi. Kim hayata geçirdi, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan. Akil İnsanlar Komisyonu kurdu, ilk toplantısını kendisi Dolmabahçe’de yaptı. Burada tutanakları var, okuyayım size.”
“AYDIN DOĞAN’IN KIZI DA VARDI”
“Akil İnsanlar’ heyetinde Doğan Holding’in sahibi Aydın Doğan’ın kızı Arzuhan Doğan Yalçındağ’ın yer aldığına dikkat çeken İnanır, “Niye onlardan bahsetmiyorlar hiç? Ondan sonra çıkıyor dangalağın birisi, ‘Kadir İnanır bu işlerden ne anlar?’ diyor” ifadelerini kullandı.
“YİNE GİDERİM”
Barış süreci yeniden başlar ve kendisini çağırırlar yine gideceğini kaydeden İnanır, şunları kaydetti:
En önde giderim, yeter ki adı ‘barış’ olsun. Mecburuz, başka hiçbir şansımız yok. İnanmaya bile mecburuz. Erdoğan değil, kim söylerse söylesin giderim. Derim ki; ‘Gel kardeşim deneyelim, acele edelim.’”
YSP’YE (DEM) TEPKİ
“2023’te Yeşil Sol Parti’den (YSP) teklif almadınız mı?” sorusuna yanıt veren Kadir İnanır, “Hayır almadım” derken bu konuda çıkan haberleri yalanlamadığı için YSP’ye tepki gösterdi.
Kadir İnanır, muhabirin, “Türkiye’de mesela ‘barış’ diye ağzını açan herkesin ikinci dakikada ‘terörist’ diye damgalanma riski taşıdığı mevcut politik iklimde sizin çıkıp barıştan demokratik çözümden bahseden bir siyasetçi olarak Meclis’te olmanızın bir anlamı olmaz mıydı? Ya da bugün çözüm sürecinin inkârı üzerine politika kuran hükümet yeniden yola çıkacak olsa, “Ne olursa olsun yine de barışa dair her adım desteklenmeli” diyor olmanızın geniş bir kesim üzerinde etkisi olması beklenmez mi normal şartlarda?” değerlendirmesine de şu karşılığı verdi:
“Bunların hepsi çok meşru sorular, haklısın. Kendini bu konuların uzmanı sanan ya da baş yöneticisi sanan siyasetçiler benimle beraber gelsinler yürüyelim onların bölgelerindeki caddelerde. İsterse o kişi bu mücadelenin lideri olsun, yan yana yürüyelim bakalım oralarda ne olur? Dirsek yiye yiye en arkada kalır onlar. Neden o zaman bana telefon açıp da, ‘Senin böyle bir niyetin var mı?’ diye sormuyorsun?”
DEM yönetimine kırgınlığı da sorulan Kadir İnanır, “Kırgınlık değil. Böyle bir siyasi anlayışın yaşandığı bir dünyaya girmek istemedim” dedi.
DEM’in ‘düzen partisi olup olmadığı’ sorusuna da şu yanıtı verdi:
“Düzen partisi olmayabilir ama kendi düzenlerinin buna müsaade etmediğini görmüş olabilirler. Mesela 200 bin TL maaş fena değildir yani. Rozet de fena değildir yani. Her gittiğin yerde bedava yemek de önemli olabilir. Bunları insanlar düşünebilirler. Ama ben milletvekili olsaydım o rozeti takmazdım.
İsterdim ki halkın tamamı o rozet olmadan beni tanısın. Onu halkın gözünün içine soka soka kullanmanın anlamı başka. Yani konu aslında benim milletvekili olup olmamam konusu değil. Ben giderim bağımsız milletvekili de olurum, biliyor musun? Senin dediğin formatı yakalayayım, hepsini uygulayayım, bak ne oluyor gör. Ama yolun ortasında kurşun yenir mi o ayrı mesele.”
DEMİRTAŞ AÇIKLAMALARI
Selahattin Demirtaş’ın çizgisini nasıl bulduğu sorulan İnanır, “Türkiye’nin son zamanlarda yetiştirdiği en önemli siyasetçi Selahattin Demirtaş.”
DEM Parti’nin İstanbul’da aday çıkarmasına da değinen Kadir İnanır, “Bu konularla ilgili sorduğun her soruda başa dönüyorum. Bütün bu yaşananların müsebbibi biz değiliz gibi geliyor bana. Dünya coğrafyasındaki konumumuz üzerinden hangi konuda ne kadar etkin olabileceğimizin hesabını yapan güçler tarafından belirleniyor” dedi.
Demirtaş’ın ‘DEM Parti’nin hem AKP ile hem CHP ile görüşebilmesi gerektiğine’ yönelik sözlerini değerlendiren Kadir İnmanır, “Tabii bunlar onların kendi iç meseleleri ama bunları konuşabilmek önemli. Bunlar etraflıca konuşulmadan barışa doğru yol alınamaz” dedi.
EKREM İMAMOĞLU AÇIKLAMASI
İnanır, “Ekrem İmamoğlu’nu siyasetçi olarak nasıl buluyorsunuz?” sorusuna verdiği yanıtta şunları belirtti:
“Telefon açtığım zaman hemen çıkar telefonuma. Çok iyi arkadaşım.
Çöp kamyonu geçiyor, trafiği kapatmış. Ya da çöp kamyonları olması gereken saatte çöpü toplamıyor. Hayatın içinde gördüğüm olumsuzluklarla ilgili uyarıyorum tabii. Ama bu benim özel dostluğumla ilgili bir şey. Yoksa protokol kültürüm o kadar zayıf değildir. Yani bir belediye başkanı nasıl aranır, nasıl hitap edilir biliyorum herhâlde.”
“OĞLUNUN KEMİKLERİNİ TAŞIYAN BABA”
Diyarbakır Sur’da sokağa çıkma yasakları sırasında ölen Hakan Aslan’ın kemiklerinin 7 yıl sonra babası Ali Rıza Aslan’a bir poşet içinde teslim edilmesinin fotoğrafını gösteren Kadir İnanır, “Sur’da oğlunun kemiklerini poşet içinde teslim alan babanın filmini çekeceğim” dedi.
İnanır, çekeceği film hakkında şunları söyledi:
“Evet o filmi çekeceğim de bugün o filmi gösterecek salonu kim verecek bana?
O torbanın içindeki kemiklerin sahibi kim? Onu anlatmadan böyle bir film çekilir mi? ‘Oğlunu bulduk’ diyorlar, morga gidiyor, oradan torba veriyorlar. Çok güzel bir hikâye ama çok zor tabii.”
“Babayı mı oynamak istiyorsunuz?” sorusuna İnanır şu yanıtı verdi: “Baba ya da hâkim. İki tane başrol var. Çocuğun yanlış bir kararla idam edildiği çıkıyor ortaya. Hâkim yola düşüp köyde babayı buluyor, kendini affettirmek için. Karşılaşıyorlar. Tabii bunlara ne kadar müsaade ederlerse… Türkiye’de muhalefetin dahi kafasını nasıl uzatacağının sınırları bile çizilmiştir. Onun da mühendisliği yapılmıştır.”