Van’da doğup büyüyen Dinçer’e sporu, girişimciliği ve siyaseti soruldu.
Dinçer, HEDEP’li seçmenler için “komşumuz, çocukluk arkadaşımız” ifadesini kullanırken, “bu şehrin kaderini hep birlikte değiştirebiliriz” dedi.
İşte başarılı iş insanı M. Akın Dinçer ile yapılan o röportaj:
Kendinizden kısaca bahseder misiniz? M. Akın Dinçer kimdir?
1983 yılında Van’da dünyaya geldim, İlkokul, Ortaokul ve Lise eğitimimi Van’da tamamladıktan sonra Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde lisans eğitimimi, ardından Ufuk Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde yüksek lisansımı tamamladım. 2004 yılından bu yana çeşitli sektörlerde, özellikle yeme içme sektöründe ticari faaliyetlerime Van, Ankara ve İstanbul’da devam etmekteyim.
Bir Girişimci olarak biraz da iş hayatınızdan bahsedelim mi?
Elbette. Ticaretle uğraşan bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldim. Çocukluk ve okul dönemlerimde aileme ait otomotiv ve kömür şirketlerine giderdim. Yaz tatillerimi bu yerlerde geçirerek ticari hayata ilk adımlarımı atmış oldum diyebilirim. 2004 yılında üniversiteyi bitirip Van’a geri döndüğümde ilk ticari işletmem olan Cumhuriyet Caddesi’nde şu anda Karaca mağazası olan, kahvaltıcılar sokağının girişindeki beş katlı binada Van’ın ilk franchise markası olan Simit Sarayını açtım. Marka şu anda dünyanın yaklaşık 300 şehrinde faaliyetlerine devam ediyor. Biz o zaman Simit Sarayı markasının 17. ve İstanbul dışındaki ilk şubesini Van’a kazandırmıştık. Sonra inşaat sektörü ile beraber daha çok yeme-içme alanında ticari faaliyetlerime devam ettim. Yine dünyaca ünlü Big Chefs markasının ilk franchise şubesini Ankara’da açtım. Eş zamanlı olarak Alışveriş merkezlerinde zincir restorana dönüşen Çeşni Restaurant’larını ulusal bir marka haline getirdim. Şu anda da OTTO / Filotto markaları ile gastronomi alanında ticari faaliyetlerime devam etmekteyim.
Sivil Toplumdan gelen bir insansınız. Ankara Ticaret Odası Meclis Üyeliğinizden de bahsedebilir misiniz?
2013 - 2022 yılları arasında Ankara Ticaret Odası’nın 27. ve 28. dönemlerde meclis üyeliği yaptım. 27. dönemde meclis üyesi olduğumda en genç meclis üyesiydim. Bu on yıllık süre içerisinde komite başkanlığı, komisyon üyelikleri gibi görevlerde bulundum. O dönemlerde özellikle ATO üyesi olan Vanlı hemşerilerimizin işleri ile yakından ilgilendim. 2011 depremi sonrası Van Erciş'te yapılan 200 yataklı kız öğrenci yurdunun Erciş’e kazandırılmasında girişimlerim oldu ve çok şükür ki bu yurdu hayata geçirdik. Yine 15 Temmuz’da çeşitli şehirlerde şehit olan Vanlı hemşerilerimizin ailelerine yardım ve destekte bulunulmasını sağladık. İkinci dönemim bittikten sonra kendi isteğimle seçimlere girmedim ve yeni arkadaşlarımızın önünü açarak destekledim.
Ankara’da Van’ı ve Vanlıları ilgilendiren çeşitli STK’larda görevler aldınız onları anlatır mısınız?
Ankara Türkiye’nin yönetildiği şehir olması sebebiyle STK'ların ve hemşeri dernek/vakıfların en önemli şehridir diyebiliriz. Kanun koyucularla ilişkiler ve şehir lobiciliğinin yapılması çok önemli. Girişimlerimiz sonucunda Vanlılar Vakfı’nı Ankara’da hayata geçirdik ve bu süreç içerisinde kurucu yönetim kurulu üyeliği yaptım. Yine bununla beraber Ankara’da yaşayan Vanlı iş insanları ile birlikte Başkent Vanlılar Platformu’nu kurduk ve özellikle bu platformun odağını Van yaptık. 2023 yılı başlarında kültür sanat profesyoneli olan hemşerimiz Tolga Yüksel ile beraber Van Kültür ve Sanat Girişimi’ni kurduk. VKSG’nin şu an Yönetim Kurulu Başkanlığına devam etmekle birlikte amacımız Van’ın kültür ve sanat alanlarında kalıcı mekân ve etkinliklere sahip olması.
Van Spor’da başarılı bir asbaşkanlık döneminiz oldu bundan kısaca bahseder misiniz?
Van Spor Van’ın en büyük büyük markası ve tek profesyonel takımı. Bu yüzden şehrimiz ve bütün Vanlılar için çok kıymetli. Van Spor ile yollarımız kesişmeden önce de Van Spor’a hep ilgili olmaya çalıştım ve heyecanla takip ettim. Görev yaptığımız sürede özellikle takımımızın kurumsallaşması noktasında başarılı bir dönem geçirdiğimizi düşünüyorum. Gelirleri ve öz kaynakları yetersiz olduğu için zaman zaman finansal sıkıntılar yaşayan kulübümüze, bütün hemşerilerimiz ellerinden geldiğince maddi manevi destek vermesi ve takım için kenetlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu sene de başarılı bir grafikle yoluna devam eden Van Spor’umuzun özverili yönetimi ile birinci lige çıkmasını ümit ediyorum.
İş hayatınıza paralel siyaset hayatınızı da konuşalım istiyorum. Siyaset ile ilk temasınız nerede başladı?
Siyaset ile ilk temasım, babamın sohbetlerinde oldu diyebilirim. Öğrencilik yıllarımı politikaya kayıtsız geçirmedim. 2001 yılında üniversite öğrencisi olduğum dönemde kurulan AK Parti ile o yıllarda başlayan ilişkim ve üyeliğim aralıksız olarak her zaman devam etti. 2014 - 2018 yılları arasında AK Parti Çankaya İlçe Başkan Yardımcısı olarak görev yaptım. O sürede partimizde Yerel Yönetimler Başkanlığı ve Sosyal Politikalar Başkanlığı gibi görevlerde bulundum. Dinamizmini ve çalışkanlığını ilgiyle takip ettiğim Yavuz Kuşan’ın ilçe başkanı olarak atanmasından sonra birlikte yol yürüme teklifini kabul ettim. Şu anda AK Parti İpekyolu İlçe Siyasi ve Hukuk İşler Başkanı / İlçe Başkan Vekilliği görevini yürütmekteyim. Kadın kollarımız, gençlik kollarımız, mahalle başkanlarımız ve tüm üyelerimizle uyum içerisinde başarılı bir süreç izlediğimizi görüyorum ve bu yol arkadaşlığımızdan ötürü çok mutlu olduğumu özellikle belirtmek istiyorum. Ve ümit ediyorum ki bu ortaya konan emeklerin sonucunda İpekyolu’nu AK belediyecilik ile tanıştırarak bu süreci taçlandıracağız.
Önümüzdeki yerel seçimlere ve Van’a dair eklemek istediğiniz şeyler var mı?
Yerel yönetimler konusunda Van’ın çok başarılı bir geçmişinin olmadığı kanaatindeyim. Özellikle müthiş bir genç nüfusa sahip olan, Van Gölü gibi eşsiz bir doğa harikasına sahip, turistik bir şehrin hakkettiği gibi yönetilebilmesi için herkesin üzerine düşeni fazlasıyla yapması gerekmektedir. Yol arkadaşlarımızla beraber “Hayal Et” mottosu altında, başta kadınların sosyal hayatın her alanında söz sahibi olduğu, çocukların iyi eğitim, temiz parklar ve her türlü kültür ve sportif faaliyetlere eşit ve adil bir şekilde ulaştığı, engellilerin kimseye ihtiyaç duymadan ihtiyaçlarını çözebildiği, Van Gölü’nü, Van Kedisi’ni ve İnci Kefali’nin gelecek nesillere miras olarak kaldığı bir şehir hayal ediyoruz. Bu hayalimizi gerçekleştirebilecek gençlerin ise bu şehrin kalkınmasındaki en önemli itici güç olduğunu biliyoruz. Şehrimiz 7000 yıllık geçmişiyle kadim ve büyük bir medeniyet, Van dışında yaşayan herkesin merak ettiği bir şehir. Ve zaman zaman kıymetini yeterince bilmediğimizi düşünüyorum. Fakat şunu çok iyi biliyorum ki geçmişi değiştiremeyecek olsak bile geleceği birlikte inşa edebiliriz ve bunu hep birlikte yapmak zorundayız. HEDEP’li, CHP’li, Saadet Partili tüm seçmenler aslında kimler? Bunlar bizim komşumuz, çocukluk arkadaşlarımız. Biz her şeyden önce bu şehrin kaderini birlikte yaşayan insanlarız. Biz her şeyden önce komşuyuz… Ümit ediyorum ki bu motivasyon yerel seçimlerde karşılığını bulur ve bu şehrin kaderini hep birlikte değiştirebiliriz. Tüm komşularımızla eşit, adil ve demokratik bir yönetişim ile Ankara ile de kuvvetli ilişkilerle iyi bir belediyenin önünü açarız.