Irak’ta ortaya çıkan ve Türkiye’ye sıçrayan SAT-2 Serotipi şap hastalığı virüsü nedeniyle canlı hayvan borsası ikinci bir emre kadar kapatıldı. Konuyla ilgili konuşan Van YYÜ Gevaş Meslek Yüksekokulu Veterinerlik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Erkan Düz, “Van; İran, Irak gibi illere yakın olmasından dolayı şap virüsünün bulaşma riski diğer illere göre daha fazladır.”Dedi.
İkinci bir emre kadar veteriner hekim, veteriner sağlık teknikeri ve teknisyenlerinin izinleri de iptal edildi. Türkiye’de görülen yeni bir virüs ve bunun neden olduğu hastalıkla alarma geçti. Peki, Şap hastalığı insanlara bulaşır mı? Şap nedir, nasıl tedavi edilir? Van Yüzüncü Üniversitesi Gevaş Meslek Yüksekokulu Veterinerlik Bölüm Başkanı Prof.Dr. Erkan Düz Van 65 Haber’e özel açıklamalarda bulundu.
ŞAP HASTALIĞI NEDİR?
Halk arasında tabak veya dabak olarak adlandırılan şap hastalığı ülke gündemine yerleşti. Irak'ta görülen ve Türkiye'ye sıçrayan şap virüsüyle ilgili İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri hastalığın görüldüğü bölgelerde aşılama çalışması başlattı. Van YYÜ Gevaş Meslek Yüksekokulu Veterinerlik Bölüm Başkanı Prof.Dr. Erkan Düz, “ Şap hastalığı sığır, koyun ve keçilerde yaygın olarak seyreden viral kökenli yani bir virüsün sebep olduğu az miktarda ölümle sonuçlandıran ama çoğu zaman hayvanlarda çok büyük ekonomik kayıplara sebep olan, onları zayıflatan yavru atmalarına sebep olan, süt ve et kaybına sebep olan, öldürmeyen ama tabiri caizse ölümden beter eden bir hastalık.” Dedi.
“VAN’DA BULAŞMA RİSKİ ÇOK DAHA FAZLA”
Van’ın bulunduğu konum nedeniyle Şap hastalığının bulaşma riskinin diğer illere göre daha fazla olduğunu belirten Prof.Dr. Düz, Hayvan sahipleri aşılamalarına dikkat etsinler. Zaten Tarım Bakanlığımız yılın belli mevsimlerinde bu aşıyı yapmakta fakat özellikle Van bölgesi ve Türkiye'miz çok uzun karasal sınırlara sahip. Yani işte İran'dan, Irak'tan, Suriye'den çok rahatlıkla bu tip hastalıklar geçebilmektedir. Hani onlardan bize de geçebilmekte. Dolayısıyla Van sınır ili olması hasebiyle şap hastalığı konusunda sürekli dezavantajlı bir konumda… Türkiye'nin uzak bölgelerindeki üreticiler, besiciler, hayvan sahipleri yılda iki defa aşı yaptıklarında belki yeterli gelebilir ama burada en az üç kez dörder arayla yılda üç kez düzenli aşılamalarını yapmaları gerekir.” İfadelerini kullandı.
UZMANI UYARDI: 'ŞAP İLE ŞARBONU KARIŞTIRMAYALIM'
Bazı vatandaşlarca şap ve şarbon hastalıklarının karıştırılması kaynaklı kırmızı et tüketimine güven sorununun yaşandığını anlatan Prof.Dr. Düz, “İnsanlarımız çoğu zaman şarbon hastalığıyla şap hastalığını karıştırırlar, şarbon hastalığı çok daha tehlikeli, öldürücü bir hastalık ve hiçbir şekilde şarbonlu hayvanların etleri tüketilmez ve şarbonlu hayvanlar imha edilir. Ancak şap hastalığı, şarbon hastalığı gibi değildir. “Şap, zoonoz karakterinde bir hastalık değildir. Yani çok istisna olarak ağızlarda aft yapabilir, o da çok küçük kabarcıklar şeklinde olur ama bu çok seyrek gösterir. İnsanlar şap ile şarbonu karıştırıyorlar. Etten insana bulaşıyormuş gibi dedikodular var, bu doğru değildir. Bahsedilen şarbondur. Onun etkeni bacillus anthracis, yani bir bakteridir. Bu, viral bir enfeksiyondur. Kırmızı etten insanlara bulaşan, kara çıban yapan hatta zaman zaman ölümlere neden olan hastalık şarbondur. Unutmayalım, şap ile şarbonu karıştırmayalım. Kırmızı et yemenin, süt tüketmenin hiçbir sakıncası yok. Zaten şaplı bölgelerden hayvanlar kesilmek zorunda kalırsa o etin tüketilmesi konusunda bir karantina tedbiri de yok.” İfadelerini kullandı.