2011 yılında meydana gelen ve en yıkıcı hasarı Erçiş İlçemizde oluşturan deprem felaketi sonucunda 600’ü aşkın insanımız hayatını kaybetmiş, binlerce insanımız yaralanmış, yine yıkılan ve hasar gören 6 bine yakın bina oturulamaz hale gelmiştir.
Yaşanan felaketin ardından ancak 2015 yılında tamamlanarak teslim edilen Van Afat Erciş Konutlarına yerleşebilen yüzlerce vatandaş, borçlarını ödeyemedikleri için evlerini tahliye etmek zorunda bırakılıyorlar. Vatandaşlara ihtarname gönderen Toplu Konut İdaresi Başkanlığı(TOKİ), 01.09.2021 tarihi itibariyle yatırılamayan borç ve tahakkuk eden faiz bedellerinin ödenmemesi durumunda, gayrimenkul sözleşmesinin feshedilmiş sayılacağını, taşınmazın TOKİ tarafından stoğa çekilip satışa sunulacağını ve konutların tahliye edilerek anahtarların teslim edilmesi gerektiğini belirtmiştir. Tahliye işlemlerinin yapılmaması halinde yasal yollara başvurulacağı konusunda uyarıda bulunan TOKİ, tahliye gerçekleştirilse bile, taşınmazın kullanıldığı süre boyunca hesaplanacak emsal kira bedeli, hasar, aidat, sigorta ve emlak vergisi bedellerinin de ayrıca tahsili yoluna gidileceğini bildirmiştir. Mağdur durumdaki vatandaşların itirazları üzerine, defaten ödenmesi gereken tutarın en az yarısının 20 Nisan 2022 tarihine kadar ödenmesi halinde geri kalan tutarın yıl sonuna kara uzatılabileceği söylemiştir. Bizler ulaşan mağdur durumdaki vatandaşlar, bırakın binlerce liralık TOKİ alacağını, evlerinin doğal gaz ve elektrik faturalarını bile ödeyemediklerini dile getirmektedirler.
Unutulmamalıdır ki, barınma ve konut hakkı, Anayasal bir hak olmanın ötesinde güvenli, ödenebilir, ulaşılabilir, insani yaşam standartlarına uygun, deprem ve benzeri afetlere karşı dayanıklı ve aynı zamanda asgari yaşamsal hizmetleri de içeren temel bir insan hakkıdır. Cumhuriyet tarihinin en büyük ekonomik krizinin yaşandığı, işsizlik rakamlarının manipülasyonlara rağmen rekor düzeye ulaştığı, insanlarımızın adete yaşam mücadelesi verdiği ve halen kış şartlarının devam ettiği bir süreçte, büyük bir doğal afete maruz kalmış insanlarımıza reva görülen bu uygulama kabul edilemez. Deprem yaşamış, işi ve düzenli geliri olmayan, hayat pahalılığı karşısında ezilen ve ödeme güçlüğü çeken yüzlerce insanımız için inşa edilen bu konutların adından da anlaşılacağı üzere “Afet Konutu” olduğu unutulmamalı, sosyal hukuk devleti gereğince soruna acil ve kalıcı çözüm üretilmelidir.